son durak...
"Allah sizden razı olsun. Yani siz de olmasanız hiç kimse kalkıp yer vermeyecekti. Bu kadar gencin arasından siz bunu yaptınız. Sizi tebrik ederim. Allah sizden razı olsun. Çok teşekkür ederim." Bu sözlerin söylendiği yere dönüp baktığında henüz düşüncelerinden uyanamamıştı. Konuyu anlamak için az önce, gün içerisinde yapmayı planladıklarını, görüşeceği kişileri ne zaman arayacağını, ne söylemesi gerektiğini, kaçta öğle yemeği yiyeceğini, kime ve saat kaçta mail atması gerektiğini, o gün sonuna kadar bir saat gibi tek tek yapması gerektiği her şeyi bir kenara itti. Bu minnet cümlelerini sıraya dizen ve ayakta duran öfkeli gence bakıyordu. "Sanırım" dedi içinden, az önce bir yer verme durumu yaşanmış ve orta yaşlı bir adam kendinden yaşça çok büyük olmayan bir kadına yer vermişti. ve genç adam diğer koltukta oturan gence yönelik öfkesini kusuyordu. Neden o değilde ondan daha yaşlı biri ayağa kalkmıştı, Buna ne hakkı vardı. Diğer koltukta oturan genç öfkeli adama aynı öfke ile baktı.
-Allah sizden de razı olsun! deyi verdi..
-Bir de işi pişkinliğe vuruyorsunuz öyle mi! dedi öfkeli adam. Sinirleri tavan yapmış gibiydi ve sesi titriyordu.
-Siz az önce neye sebep olduğunuzun farkında değilsiniz sanırım
-Neymiş sebep olduğum şey? Yaşlı bir kadın ayakta duruyor ve sizin yerinize yanındaki beyefendi yer veriyor. Bu yaptığınız belli iken ben neye sebep olmuş olabilirim ki? diye öfkesi dahada gerilmiş bir şekilde cevap verdi..
-Haksızsınız. Çünkü bu durum yaşanmadan önce farkındaydınız ve sustunuz. Taki birisi kalkıp diğerine yer verene kadar. Orta da hoşunuza gitmeyen bir şey vardı. Bunu o an dile getirmiş olsaydınız burada sizden daha haklı birisi olmayacaktı. Ancak yaptığınız şey fırsatçılık ve bir başka insanın yaptığı iyi bir şeyi bu öfkenizle kendinize mal ettiniz. Şimdi şu anda bu minibüste bulunan senin dışındaki herkes suçlu, sen ise bir kahraman melek edası ile muzaffer galibiyetinin hazzını yaşıyorsun.. Öfkelenmekte, haksızlığa laf etmekte geç kaldın. Şu anda bu ayakta duran beyefendi bile sizin gözünüzde suçludur. Çünkü siz aslında onun değil benim kalkmam gerektiğini düşünüyorsunuz. ve yanımda oturan bu kadın üzerinden yarattığınız kaos sizin eseriniz. Bu aracın daha gidecek yolu var. İleri de daha yaşlı birisi bindiğinde buradaki herkes benden ona yer vermemi bekleyecek. Ama ben bunu sırf sizin gibi bir fırsatçı daha fazla mutlu olsun diye yapmayacağım. Bu durumda benimde kendimle olan bir yol ayrımı ma sebep oldunuz. İşte bu yüzden siz sebep olduğunuz şeylerin farkında değilsiniz diyorum. Bunu pişkinlik olarak adedin yada bir başka şey.. Gerçek bu.. Bu etrafımızda bulunan insanların hepsi, sen ve ben artık kendimiz gibi davranmayacağız.. Bir daha görüşmemek üzere son durağımızda inene kadar..
Yer vermediği için diğer genç tarafından neredeyse linç edilecek olan bu genç adamın söyledikleri büyük bir suskunluğa sebep olmuştu. Evet artık herkes kendisine ait olmayan bir rolü oynamak zorunda kalacaktı. Belki de birazdan minibüse binecek olan daha yaşlı birisi olacak ve ayakta bulunan öfkeli genç bir şeyler yapmak zorunda hissedecek. Diğer genç kalkması gerektiğini düşündüğü halde bunu yapmayacak.
Aradan birkaç dakika geçti. Öfkeli adam az önce yanında boşalan yere oturdu. Henüz geçmemişti ki minibüse yaşlı birisi bindi ve öfkeli adam kalkıp yer verdi. Az önce tüm bu olup bitene anında felsefe türeten genç ise dudaklarını ısırıyordu. Biraz gururlu, biraz öfkeli, söylediklerinin çok geçmeden yaşanmasının yarattığı haklı muzaffer eda.. ..ve minibüs son durağa gelene kadar o ana tanıklık eden hiç kimse kendisi gibi olamadı... Herkes indiğinde yolu o genç ile aynı sokağa düştü. O önde kendisi arkada.. Şimdi şuan kendisi gibi mi davranıyor acaba diye düşündü. Hala o anda verdiği tepkide haklı olup olmadığını. Kim bilir belki de tüm bunları söylediği için olup bitene o sebebiyet vermişti.
yakup
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder