Pazartesi sabahı milyonlarca insan yataklarından kalktığında, yine, yeni olmayan bir ülkenin kucağında bulacak kendisini. İster mevcudiyet zaferi elde etsin, isterse yeni isimlerden bahsetmeye başlayalım. Bir şeylerin değişeceğini ummak kişinin kendisini ve kendisi ile ilişkili olan çevreyi tanımamasından ileri gelen bir saplantı olabilir ancak.. Bunu yaşamak için illede İstanbul veya Ankara'da yaşamanıza da gerek yok.. Bulunduğunuz mekanın dışına çıkmak zorunda da değilsiniz.. İster büyük bir şehrin başkanına oy vermiş yada sadece köyünüzün muhtarını seçmiş olun..
O günün sabahının bir önceki zamanlardan farklı olmadığını görmek için;
hala sizinle aynı şeyleri düşünmeyene yan gözle bakıyorsanız,
söylenenlere, söylenmek istenenlere kulaklarınızı tıkıyor sanız,
birilerinin dili bilinmeyen bir dil, birilerinin dini "gayri" kelimesi ile başlıyorsa,
bize göre başkasının kültürü yoz, başındaki örtüsü yobaz sa,
elindeki bira şişesi şeytani, kolundaki dövme necis, kulağındaki küpe hançerse,
haklı olanın değil, güçlü olanın doğruluğuna inanıyorsak,
dinlemeyi bilen ile konuşmayı bilene değil sadece yüksek ses ile bağırana yöneliyorsak,
sadece cinsel tercihinden dolayı "uzak durulması gereken" insanların var olduğunu düşünüyorsak
insanlar, hayvanlar ve bitkiler arasında yaşam adaletinin varlığını fark edememişsek
toprağın bir yurt, rüzgarın bir yoldaş, ateşin ilaç, suyun huzur olduğunu, onları korumamız gerektiğini bilmiyorsak...
31 mart sabahı milyonlarca insan yataklarından kalktığında, yine, yeni olmayan bir ülkenin kucağında bulacak kendisini...
yakup
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder